Özel öğretim kurumlarında çalışan eğitim personelinin yarı yıl ve yaz tatili döneminde İş Kanunu’nda belirlenen sürelerin dışında izin kullanacağına dair herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.
Resmi Okullarda Çalışanlarla İlgili Mevzuat Hükümlerinin Uygulanması:
5580 sayılı Kanunu’ndan önce yürürlükte bulunan, 625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nda, özlük hakları konusunda İş Kanunu hükümlerinin uygulanacağına dair bir hüküm yoktu. Mülga 625 sayılı Kanunda “Bu Kanunda hüküm bulunmayan konularda, resmi öğretim kurumları için geçerli olan kanunlar uygulanır.” Şeklinde Ek 3. Madde vardı. 625 sayılı Kanun 14.02.2007 tarih, 26434 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu ile yürürlükten kalkmış be bu tarih itibariyle 5580 sayılı Yasa yürürlüğe girmiştir.. Özlük hakları konusunda İş Kanunu hükümlerinin uygulanacağı yönündeki düzenleme, 5580 sayılı yasanın 9. Maddesi ile getirilmiştir. Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlük'te özlük hakkı " isim, hukuk, Genel memur statüsü içinde kişinin, kanunların öngördüğü biçim ve koşullarla kazandığı her türlü hakkı" şeklinde tanımlanmıştır. Yıllık izin kanunların öngördüğü biçim ve koşullarla kazanılan bir haktır; yıllık ücretli izin hakkı da çalışanların özlük hakları kapsamındadır. Bu nedenle yıllık izinler konusunda 5580 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği 14.02.2007 tarihinden sonra, 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerine göre yıllık ücretli izin süreleri uygulanmalıdır .
Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği 10/1. Maddesinde, “Okullarda, resmi okullar için hazırlanan yıllık çalışma takvimi uygulanması esas olmakla birlikte, valilikçe kabul edilmesi halinde ayrı bir çalışma takvimi de düzenlenebilir.” Hükmü yer almakta ise de bu hüküm, sadece ders yılı başlama ve bitiş tarihlerini düzenlemek amacını taşımaktadır. Özel okul personelinin ders yılı dışındaki çalışmaları ile ilgili değildir.
Diğer taraftan Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği 10/7. Maddesinde yer alan “Kurumlarda, 17.03.1981 tarihli ve 2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunda belirlenen genel tatil günlerinde eğitim ve öğretim yapılmaz. Sağlık ve diğer zorunlu haller nedeniyle Bakanlık veya valilikçe alınan kurumların tatil edilmesi kararlarına, dengi özel öğretim kurumları da uymak zorundadır.” Hükmü , İlgili Kanunda sayılan ulusal bayram ve genel tatil günleri ile eğitim ve öğretimi aksatacak nitelikte olağanüstü durum, sel, deprem, hastalık, havanın aşırı sıcak ve soğuk olması gibi nedenlerle il veya ilçe hıfzıssıhha kurulunun kararı ile gerekli gördüğü ve mahalli mülkî idare amirinin onayladığı durumlarda okullarda öğretime ara verilmesi durumlarını kapsamaktadır. Bu fıkradaki düzenleme yarı yıl veya yaz tatili ile ilgili bir düzenleme değildir.
Özel Öğretim Kurumlarında Çalışanlarla İlgili Yasal Düzenlemeler:
Özel Öğretim Kurumları Kanunu "Özlük hakları ve sorumluluklar" başlıklı 9.maddesinde;
“Kurumlarda görev yapan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler, bu Kanun hükümleri saklı kalmak üzere;
- Sosyal güvenlik ve özlük hakları yönünden; 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ile 4857 sayılı İş Kanunu,
- Yetki, sorumluluk, ödül ve cezalar ile bunların uygulanması bakımından; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 1702 sayılı İlk ve Orta Tedrisat Muallimlerinin Terfi ve Tecziyeleri Hakkında Kanun, 4357 sayılı Hususi İdarelerden Maaş Alan İlkokul Öğretmenlerinin Kadrolarına Terfi, Taltif ve Cezalandırılmalarına ve Bu Öğretmenler İçin Teşkil Edilecek Sağlık ve İçtimai Yardım Sandığı ile Yapı Sandığına ve Öğretmenlerin Alacaklarına Dair Kanun ile 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun,hükümlerine tabidir.”
Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği "Özlük hakları" başlıklı 42. Maddesinde de;
“(1) Kurumlarda görev yapan eğitim personeli ile diğer personel, Kanun hükümleri saklı kalmak üzere, sosyal güvenlik ve özlük hakları yönünden, 31.05.2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile 4857 sayılı İş Kanununun hükümlerine tabidir.” Hükmü yer almaktadır.
Bu hükümlerden hareketle, özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmen ve diğer personelin yıllık ücretli izin uygulamasında 4857 sayılı İş Kanunu hükümleri geçerlidir.
Bu kapsamda, İş Kanunu 53 .maddesi uyarınca, İşyerinde işe başladığı günden itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere, en az bir yıl çalışmış olanlara yıllık ücretli izin verilmesi gerekmektedir.
Çalışanlara verilecek yıllık ücretli izin süresi, hizmet süresi;
- Bir yıldan beş yıla kadar (beş yıl dahil) olanlara ondört günden,
- Beş yıldan fazla onbeş yıldan az olanlara yirmi günden,
- Onbeş yıl (dahil) ve daha fazla olanlara yirmialtı günden,
az olamaz. Ancak onsekiz ve daha küçük yaştaki çalışanlarla elli ve daha yukarı yaştaki çalışanlara verilecek yıllık ücretli izin süresi yirmi günden az olamaz.
Yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında işçilerin, aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştıkları süreler birleştirilerek göz önüne alınır. İşçi her hizmet yılına karşılık, yıllık iznini gelecek hizmet yılı içinde kullanır.
İş kanunu 60. Maddesi’nde, yıllık ücretli izinlerin, yürütülen işlerin niteliğine göre yıl boyunca hangi dönemlerde kullanılacağı, izinlerin kullanılması konusuna ilişkin usuller ve işverence tutulması zorunlu kayıtların şekli Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanacak bir yönetmelikle düzenleneceği hükmü yer almaktadır.
Kanundaki bu yetkiye dayalı olarak çıkarılan Yıllık İzin Yönetmeliği 5. Maddesi “İşveren veya işveren vekilleri, bu Yönetmeliğin 15 inci maddesinde belirtilen izin kurulu veya18 inci maddeye dayanılarak bunun yerine geçenlere danışmak suretiyle işyerinde yürütülen işlerin nitelik ve özelliklerine göre, yıllık ücretli izinlerin, her yılın belli bir döneminde veya dönemlerinde verileceğini tayin edebilir. Bunu işyerinde ilan eder.” Hükmünü taşımaktadır. Bu hükme dayanarak işverenlerin yıllık izin kullanma dönemlerini belirleme hakkı bulunmaktadır. Bu hükümden hareketle bir kısım çalışanların izinlerini belli bir dönemde kullanmalarına işveren karar verilebilir.
Yönetmelik 6. Maddesi gereği işveren, işyerinde çalışan işçilerin yıllık ücretli izinlerini gösterir izin kayıt belgesi tutmak zorundadır.
Yıllık izin durumunun nasıl takip edileceği ise Yönetmelik 20 maddede düzenlenmiştir. Buna göre, İşveren; çalıştırdığı işçilerin izin durumlarını gösteren, örneği bu Yönetmeliğe ekli yıllık izin kayıt belgesini tutmak zorundadır. İşveren, her işçinin yıllık izin durumunu aynı esaslara göre düzenleyeceği izin defteri veya kartoteks sistemiyle de takip edebilecektir. Bu nedenle örneği yönetmelik ekinde yer alan belgenin tutulması zorunludur. Bu belge izin defteri şeklinde olabileceği gibi, her işçi için ayrı kart şeklinde olabilir.
Yıllık izin defterinin noter onaylı olacağına dair hüküm yoktur. Bu nedenle noterden onaylanması gerekmez.
İzin talep formu izinlerin takibi için yeterli değildir. Talep formları işyerinin iç işleyişi gereği kullanılmaktadır. İzin taleplerine ilişkin ayrıntıları gösterir. Yıllık izinler için talep formu yanında izin defteri veya kartoteks kullanılması yasal zorunluluktur.
İşyerinde kullanılacak izin talep formunun belli bir şekli yoktur. İşyeri uygulamasında ihtiyaç duyulan bilgileri içerecek şekilde düzenlenebilir. İstenen iznin niteliği, hangi tarihler arasında kaç gün izin talep edildiği gibi bilgilere yer verilmelidir. Yıllık izin formunun ücretli ara tatil ve yaz dönemi izinlerinden ayrı düzenlenmesi uygun olacaktır. Uygulamada izne ayrılmak isteyen personelden yıllık izin talep formu alınması ve dosyasında saklanması, izin dönüşü de iznini kullandığını göstermesi bakımından izin defterinin imzalatılması gerekmektedir.
Eğitim öğretime ara verilen zamanlarda, kullanılan diğer izinler, yıllık izin değil, idari izin( ücretli) kabul edilebilir. Bu izinlerin yıllık izin defterine kaydı uygun olmayacaktır kanaatindeyiz.
Zira, böyle bir uygulama yapılırsa, kanunda yazılı yıllık izin süresinden fazla izin hakkı tanınmış ve bu konuda yazılı olmayan bir iş şartı( işyeri uygulaması) doğmuş olur ki , bu durumda, yıllık izinlerini kullanmadan ayrılanların bu süreler üzerinden izin ücreti istemesi riski doğabilir. Yıllık izinler dışındaki izinlerin yıllık izin defterine yazılmaması ayrıca takip edilmesi gerekir .
Bu kapsamda, çalışma takvimine göre tatile gidecek eğitim personelinden, yıllık izin için, İş Kanunu’nda belirlenmiş izin sürelerine uygun olarak “yıllık izin talep formu alınması”, çalışılmayacak diğer süreler için ayrıca “ ücretli izin talep formu” alınması en uygun yöntem olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ilaveten özel öğretim kurumlarında çalışan eğitin personeli ile yapılan sözleşmelerde “ çalışma takviminde belirlenen sürelerde okulda bulunacağı” yönünde bir düzenleme yapılmış ise buna uyulması ve öğretmene bu kapsamda, çalışma takvimine göre tatil olan sürelerde ücretli izin verilmesi gerekecektir. Diğer taraftan sözleşmede bu şekilde bir düzenleme olmamakla birlikte, işyerinde eskiden beri yerleşmiş bir uygulama varsa, bu yazılı olmayan bir iş şartı haline gelmiş, işyeri uygulaması kabul edilmelidir.
Eski 625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu zamanından kalan alışkanlık ile yıllık izinler konusunda, resmi okullarda geçerli olan mevzuat hükümlerinin ısrarla uygulandığı görülmektedir. Uygulamaya gerekçe olarak ta Millî Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim Ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği 43/5. Maddesinde yer alan “Öğretmenler yaz ve dinlenme tatillerinde izinli sayılırlar. Hastalık ve diğer mazeret izinleri dışında ayrıca yıllık izin verilmez.” Hükmüne dayanılmaktadır. Ancak özel okullarla ilgili özel kanun niteliğindeki 5580 sayılı Kanun, özlük hakları konusunda 625 sayılı eski kanunda yer almayan, yeni ve özel bir düzenleme getirmiştir. Hatta 5580 sayılı kanuna dayanılarak çıkarılan Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği 42. Maddesinde de aynı düzenlemeye yer verilmiş ve İş Kanunu’na atıf yapılmıştır. Bu nedenle artık yıllık izinler konusunda resmi okullarla ilgili mevzuat hükümlerine bakılmaması ve 5580 sayılı Kanunun 9. Maddesinde yapılan atıf nedeniyle, 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği kanaatindeyiz.
Özel okullar hizmet sektörleri arasında yer almaktadır. Bu hizmet velilere, öğrencilere ve Türkiye'nin geleceğine verilmektedir. Diğer yandan kurumlarda bu hizmetin verilmesinde en önemli etken hiç şüphesiz öğretmenlerdir. Görev yapan öğretmenlerin uzun yıllar kurumda çalışması, kendisini sürekli olarak mesleki açıdan geliştirmesi ve yaptığı işte sağlıklı, mutlu ve huzurlu olması da önemlidir. Metinde en açık biçimi ile İş Kanununa göre yerine getirilmesi gereken hükümler sıralanmıştır. Yarı yıl ve yıl sonu tatillerinde öğretmenlere yasal izin hakları dışında ücretleri verilmek kaydıyla kendilerini ve mesleklerini geliştirme fırsatları verilebilir. Bu tip geliştirici fırsatlar, tatil dönemlerinde okulda planlanacak hizmet içi eğitim çalışmaları, okul dışında düzenlenecek eğitim programları veya bu tip planlı bir düzenleme olmadığı zamanlarda öğretmenin kendi seçeceği bir yerde çalışma yapması şeklinde de olabilir.
Av. Esma Gülbenk- SMMM Lütfi Gülbenk