Bilindiği gibi, 4857sayılı İş Kanununa İlişkin Çalışma Süreleri ile ilgili Yönetmeliğin 6 ncı maddesinde, Kısmi çalışma, İşyerinde tam süreli iş sözleşmesi ile yapılan emsal çalışmanın üçte ikisi oranına kadar yapılan çalışma olarak tanımlanmıştır.
Buna göre, haftalık olağan çalışma süresinin 45 saat olduğu dikkate alındığında bir çalışmanın kısmi süreli çalışma olarak kabul edilebilmesi için haftada çalışılan sürenin 30 saati aşmaması gerekmektedir. (Aştığı takdirde tam çalışma olarak kabulü gerekecektir)
Öte yandan, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 80 inci maddesinde,
“İşveren ve sigortalı arasında kısmî süreli hizmet akdinin yazılı olarak yapılmış olması kaydıyla, ay içerisinde günün bazı saatlerinde çalışan ve çalıştığı saat karşılığında ücret alan sigortalının ay içindeki prim ödeme gün sayısı, ay içindeki toplam çalışma saati süresinin 4857 sayılı İş Kanununa göre belirlenen haftalık çalışma süresine göre hesaplanan günlük çalışma saatine bölünmesi suretiyle bulunur. Bu şekildeki hesaplamada gün kesirleri bir gün kabul edilir.”
Denilmektedir.
Yukarıda belirtilen yasa ve yönetmelik hükümleri birlikte değerlendirildiğinde;
1- SGK uygulamasında bir çalışmanın “Kısmi süreli çalışma” olarak kabul edilebilmesi için bu çalışma şekline ilişkin sözleşmenin mutlak surette yazılı olarak yapılmış olması gerekmektedir.
2- Söz konusu sözleşmenin noterden tasdik şartı olmadığı gibi, süresinde ve bir kez SGK’ya verilmesi de yeterlidir. (Her ay ayrı ayrı ibrazına gerek yoktur)
3- Sözleşmede belirtilen çalışma saatlerinin ay içinde toplanarak olağan günlük çalışma saati olan 7,5’ a bölünmesi ve bu yolla ay içindeki prim ödeme gün sayısının bulunması gerekmektedir. Örneğin, iş sözleşmesinde günde 3 saat çalışması öngörülen bir sigortalının 30 gün çeken ay içindeki çalışma süresi, 3 saat X 30 gün = 90 saat olup, o aydaki prim ödeme gün sayısı 90/7,5 saat = 12 gün olacaktır. Ayın 31 gün çekmesi halinde ise, 3 X 31 = 93 saat, 93 /7,5 = 12,4 gün olmakla birlikte, küsuratın tama iblağı gerektiğinden prim ödeme gün sayısı bu kez 13 olacaktır.
Doğum sonrasında yarım veya kısmi süreli çalışma durumuna gelince;
6663 sayılı Kanun ile 4857 ve 5510 sayılı Kanunlar ile 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununda bazı düzenlemeler yapıldığı bilinmektedir. Buna göre,
a) Doğum sonrasında kısmi süreli çalışma hali;
İş Kanununun 13 üncü maddesine 6663 sayılı Kanunla eklenen hükme istinaden;
1- Doğum sonrası analık hâli izninin bitiminden sonra mecburi ilköğretim çağının başladığı tarihi takip eden ay başına kadar ebeveynlerden biri işvereninden kısmi süreli çalışma talebinde bulunabilecektir.
2- İşçinin bu talebinin işverence kabulü zorunlu olup, bu durum işverence geçerli fesih nedeni sayılamayacaktır.
3- Kısmi süreli çalışmaya başlayan işçi, aynı çocuk için bir daha bu haktan faydalanmamak üzere tam zamanlı çalışmaya dönebilecektir.
4- Kısmi süreli çalışmaya geçen işçinin tam zamanlı çalışmaya başlaması durumunda daha önce yerine işe alınan işçinin iş sözleşmesi yasa gereği kendiliğinden sona erecektir.
5- İşçinin bu haktan faydalanabilmesi için işverene bunu en az bir ay önce yazılı olarak bildirmesi gerekmektedir.
6- Ebeveynlerden birinin çalışmaması hâlinde, çalışan eş kısmi süreli çalışma talebinde bulunamayacaktır.
7- Üç yaşını doldurmamış bir çocuğu eşiyle birlikte veya münferiden evlat edinenler de çocuğun fiilen teslim edildiği tarihten itibaren bu haktan faydalanabilecektir.
(Ne var ki, yasada çıkarılması öngörülen yönetmelik henüz yayımlanmadığından, bu düzenlemenin hangi sektör veya işlerde ve hangi tarihten itibaren uygulanacağı henüz belirlenmemiştir.)
b) Doğum sonrasında yarım çalışma hali;
İş Kanununun 74. maddesine eklenen fıkra ile 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununa eklenen 5 inci maddede yapılan düzenleme sonucunda;
1- Doğum sonrası analık hali izninin bitiminden itibaren çocuğunun bakımı ve yetiştirilmesi amacıyla ve çocuğun hayatta olması kaydıyla kadın işçi ile üç yaşını doldurmamış çocuğu evlat edinen kadın veya erkek işçilere istekleri hâlinde,
1 inci doğumda 60 gün,
2 nci doğumda 120 gün,
Sonraki doğumlarda ise 180 gün süreyle haftalık çalışma süresinin yarısı kadar (22,5 saat) ücretsiz izin verilecektir. (Çoğul doğum hâlinde bu sürelere otuzar gün eklenir) Çocuğun engelli doğması hâlinde ise bu süre 360 gün olarak uygulanacaktır.)
2- Bu uygulamadan yararlanılan süre içerisinde süt iznine ilişkin hükümler uygulanmayacaktır. Başka bir ifadeyle kadın işçi tarafından bir yıl süreyle emzirme (süt) izni talebinde bulunulamayacaktır.
3- Yukarıda belirtilen 60, 120 ve sonraki doğumlarda verilmesi gereken 180 günlük süreyle ücretsiz izin alan işçilere;
* Doğum veya evlat edinme tarihinden önceki son 3 yılda en az 600 gün işsizlik sigortası primi bildirilmiş olması,
* 4857 sayılı Kanunun 63 üncü maddesinde belirtilen haftalık çalışma süresinin (45 saatin) yarısı kadar fiilen çalışılması,
* Doğum ve evlat edinme sonrası analık hali izninin bittiği tarihten itibaren 30 gün içinde İŞ-KUR’a doğum ve evlat edinme sonrası yarım çalışma belgesi ile başvuruda bulunulması halinde,
İŞ-KUR’ca yarım çalışma ödeneği verilecektir.
4- Yarım çalışma ödeneği alan sigortalılar için İŞ KUR, % 32,5 oranında uzun
vade sigorta kolları olan malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile genel sağlık sigortası primlerini aylık prim ve hizmet belgesi düzenleyerek SGK’ya ödeyecektir. Primi ödenen bu süreler 5510 sayılı Kanunun 4/a maddesi kapsamında geçmiş kabul edilecektir.
5- Yarım çalışma ödeneğinin günlük miktarı, günlük asgari ücretin brüt tutarı kadar olacaktır.
6- Geçici iş göremezlik ödeneği almaya hak kazananlara, bu durumlarının devamı süresince yarım çalışma ödeneği ödenmeyecektir.
7- Bu uygulamabanka sandıklarına tabi personel için de geçerli olacaktır.
8- Yarım çalışma ödeneğinin ödenmesine ilişkin usul ve esaslar yasa gereği Maliye Bakanlığı, SGK, İş-Kur ve Hazine Müsteşarlığı tarafından müştereken belirlenecektir. Ancak bu husustaki çalışmalar devam ettiğinden uygulama henüz başlamamıştır.
Gülbenk Müşavirlik