İşe İade Davalarında İzlenmesi Gereken Yol

Bazı işçilerin iş akitlerinin feshi üzerine iş mahkemeleri nezdinde feshin iptaliyle işe iade davası açtıkları bilinmektedir. Söz konusu davaların açılabilmesi için iş akdi feshedilen işçinin işyerinde en az altı ay kıdeminin bulunması ve ayrıca işverenin Türkiye genelinde en az 30 işçi çalıştırması gerekmektedir.

Bu tür davaların işçi lehine sonuçlanması halinde, işçi ve işverenlerce izlenmesi gereken hususlar makalemizin konusunu oluşturmaktadır.

4857 sayılı İş Kanununun, “Geçersiz sebeple yapılan feshin sonuçları” başlıklı 21 inci maddesinde,

İşverence geçerli sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı mahkemece veya özel hakem tarafından tespit edilerek feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işveren, işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. İşçiyi başvurusu üzerine işveren bir ay içinde işe başlatmaz ise, işçiye en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti tutarında tazminat ödemekle yükümlü olur.

Mahkeme veya özel hakem feshin geçersizliğine karar verdiğinde, işçinin işe başlatılmaması halinde ödenecek tazminat miktarını da belirler.Kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için işçiye en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer hakları  ödenir.

          ………………………………….

İşçi kesinleşen mahkeme veya özel hakem kararının tebliğinden itibaren on işgünü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. İşçi bu süre içinde başvuruda bulunmaz ise, işverence yapılmış olan fesih geçerli bir fesih sayılır ve işveren sadece bunun hukuki sonuçları ile sorumlu olur.”

Hükmü yer almış bulunmaktadır.

Bu hükme istinaden, mahkemelerce iş akdinin feshinin geçersizliğine karar verilmesi halinde, öncelikle işçinin işe başlaması hususunda işverene 10 gün içinde başvurması, işverenin de bu başvuru üzerine işçiye göndereceği tebligatla bir ay içinde işe başlayabileceğini bildirmesi gerekmektedir.

İşçinin başvuruda bulunmasından sonra işveren işçiyi işe başlatsa da, başlatmasa da, böyle bir ayırım yapmaksızın, mahkeme kararında belirtilecek en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer hakların personele ödemek zorundadır.  Öte yandan, bu ücretlerden işsizlik sigortası primi de dahil olmak üzere tüm sigorta primlerinin kesilerek Sosyal Güvenlik Kurumuna ödenmesi icap etmektedir. 

Diğer taraftan, bazen, mahkeme kararlarında belirtilen hizmet sürelerinin bir kısmında işçilerin gerçekte çalıştıkları işyerinde faaliyet olmadığına da rastlanılmaktadır. Bu durum, kesinleşmiş yargı kararlarının edim yükleyici nitelikte olması nedeniyle uygulanmasına engel oluşturmamaktadır. Böyle bir durum varsa, mahkeme kararı kesinleşmiş ve işçilerin işe başlamak için yasada öngörülen 10 günlük sürede işe iadeleri için işverene başvuruda bulunmuş olmaları nedeniyle kararların infazını (yerine getirilmesini) zorunlu kıldığından, bu kararların, işverence varsa benzer bir işyerinde geçmiş gibi düşünülerek, hiç işyeri olmaması halinde ise eski (çalışılan) işyeri dosyasının SGK tarafından yeniden işleme konularak uygulanması gerekmektedir.

Örneğin, işçinin çalıştığı işyerindeki faaliyete 2016/Mayıs ayının sonunda son verildiği halde, mahkeme kararında belirtilen hizmet süresi bu aydan sonraki bir süreyi de kapsıyorsa, 2016/Haziran ve sonraki aylara ilişkin hizmetler için düzenlenmesi gereken ek nitelikteki prim belgelerinin başka bir işyeri sicil numarasına maledilerek Kuruma verilmesi icap edecektir. (Burada önemli olan husus, kararın uygulanmış olmasıdır)

İşçilerin Yargıtay’ca onanan söz konusu kararlara rağmen işverenlerce işe başlatılmamasının tercih edilmesi halinde ise kararlarda belirtilen ücretlerin yine ödenerek prime tabi tutulması, buna karşılık mahkeme kararlarında belirtilen en çok sekiz aya kadar olan ücretleri tutarındaki tazminatların ise “medeni ceza” niteliğinde olması nedeniyle prime tabi tutulmaması gerekmektedir. 

Öte yandan, Kurumca yayımlanmış olan Tebliğ uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerinin özel sektörde ertesi ayın 23 üne kadar verilmesi, sigorta primlerinin ise 5510 sayılı Kanunun 88 inci maddesine göre ilişkin olduğu ayı takip eden ayın sonuna kadar ödenmesi gerekmekle birlikte, bazı durumlarda, (işverenin elinde olmayan nedenlerin varlığı halinde) belge verme ve primlerin ödenmesi gereken süreler Kurumca alınmış olan idari kararla uzatılmıştır.

Nitekim, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 102 nci maddesinin (d) bendinde;

“ 4857 sayılı İş Kanununun 21 inci maddesine istinaden iş mahkemelerince veya özel hakem tarafından verilen kararlar uyarınca göreve iadesine karar verilen sigortalı personel için verilmesi gereken asıl veya ek nitelikteki aylık prim ve hizmet belgelerinin,

Sigortalı personelin kesinleşen mahkeme veya özel hakem kararının tebliğinden itibaren on işgünü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunması ve işverenin usulüne uygun daveti üzerine işe başlatması halinde, davete ilişkin tebligatın alındığı tarihin, İşverenin işçiyi işe başlatmaması halinde ise, sigortalı personelin işe başlamak için işverene yaptığı başvurusuna ilişkin tebligatın alındığı tarihin, İçinde bulunduğu ayı takip eden ayın 23 üne kadar Kuruma e-sigorta kanalıyla gönderilmesi veya kağıt ortamında verilmesi halinde yasal süresi içinde verilmiş kabul edilir.

Denilmek suretiyle belge verme süresi uzatılmıştır.

Görüldüğü gibi, işe iade davaları sonucunda mahkemelerce iş akdinin feshinin geçersizliği hususunda verilmiş olan kararların sonucunda ek nitelikte düzenlenecek aylık prim ve hizmet belgelerinin Kuruma verilme süresi, personelin işe başlatılmasına veya başlatılmamasına göre değişmektedir.

Sözü geçen ek nitelikteki belgelerin yukarıda belirtilen tarihleri takip eden ayın 23 üne kadar Kuruma e-sigorta kanalıyla veya kağıt ortamında gönderilmemesi durumunda işverene idari para cezası uygulanacağı tabiidir.

Primlerin ödenmesine gelince;

Aynı Yönetmeliğin 108 inci maddesinin (d) fıkrası,

“d) 4857 sayılı İş Kanununun 21 inci maddesine istinaden iş mahkemelerince veya özel hakem tarafından verilen kararlar uyarınca göreve iadesine karar verilen sigortalı personel için verilmesi gereken aylık prim ve hizmet belgelerinden dolayı tahakkuk edecek sigorta primlerinin,

Sigortalı personelin kesinleşen mahkeme veya özel hakem kararının tebliğinden itibaren on işgünü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunması ve işverenin usulüne uygun daveti üzerine işe başlaması halinde, davete ilişkin tebligatın alındığı tarihin,

İşverenin işçiyi işe başlatmaması halinde ise, sigortalı personelin işe başlamak için işverene yaptığı başvurusuna ilişkin tebligatın alındığı tarihin,

İçinde bulunduğu ayı takip eden ayın sonuna kadar ödenmesi durumunda, yasal süresi içinde ödenmiş olduğu kabul edilir”

Hükmünü amirdir.

Bir örnekle açıklamak gerekirse; işe iade kararı almış olan personelin işe başlamak için göndermiş olduğu tebligat işverence 10 Mart 2017 günü alınmış ise, işçi işe başlatılsın veya başlatılmasın, mahkeme kararında belirtilen ücretler için ilişkin olduğu aylar dikkate alınmak suretiyle ek nitelikte aylık prim ve hizmet belgelerinin düzenlenerek en geç 23 Nisan 2017 tarihine kadar Kuruma verilmesi, muhteviyatı sigorta primlerinin de yine Nisan/2017 ayının sonuna kadar ödenmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, bu durumdaki personel için yeniden işe giriş bildirgesi verilmesine gerek bulunmamakta, buna karşılık mahkeme kararlarında belirtilen çalışma sürelerinin sonu itibariyle işten ayrılış bildirgelerinin verilmesi gerekmektedir.

İşe iade kararı alan işçilerin, kesinleşen mahkeme veya özel hakem kararının tebliğinden itibaren on işgünü içinde işe başlamak için işverenlere başvuruda bulunmamaları halinde,  mahkeme kararına rağmen, işverence yapılmış olan fesih bu kez geçerli bir fesih olacağından,

Mahkeme kararında belirtilecek ücretlerin ödenmesine ve ek nitelikte prim belgelerinin düzenlenmesine gerek kalmayacaktır.

 

Gülbenk Müşavirlik

Test

Form Gönderimi

Tamam